UMUTLA geldiğimiz Londra'dan maalesef elimiz boş dönüyoruz. Bu tür maçlarda gol atamazsan rakibini yenemezsin. İstanbul'da olduğu gibi, dün Londra'da olduğu gibi...ASLINDA şu gerçeği kabul etmek lazım. Arsenal, Beşiktaş'tan çok daha güçlü, çok daha iyi organize olmuş, çok daha çabuk ve hızlı oynayan, çok daha etkili futbolculara sahipti. Böyle bir takım karşısında kazanmak da zor olurdu. Nitekim zor olmadı, imkansız oldu.İYİ mücadele ettik. Yardımlaşmamız da mükemmeldi. Ama yardımlaşmamızda bir dengesizlik vardı. Orta saha oyuncuları defansa yardım etmek de çok iyiydiler ama gol atmak için hücumda da çoğalmak gerekirdi. Bu var mıydı? Yoktu, hem de hiç yoktu. Demba Ba'ya uzun toplar attılar ama sonra arkasında yardıma gitmeden ne yapıyor diye izlediler. Tamam Demba Ba iyi topçu iyi bir golcü ama Süpermen değil. Topu alsın, takımın bütün oyuncuların geçsin, kendisi gol atsın; böyle bir şey yok.BU takımın hocası Slaven Biliç... Kimin nerede oynayacağına kendisi karar verir. Ama Mustafa'nın golden uzak, sağ çizgide, sol çizgide oynatılmasına karşıyım. Mustafa 2-3 maç daha böyle oynasın gol atmayı unutur. Çocuk sağ veya sol bekin kademesine mi gireyim diye düşünmekten golcülüğünü unutacak. İlk maçta da yazmıştım, şimdi de yazıyorum: Hocam, Mustafa'yı sağ veya sol çizgide oynatacaksan hiç oynatma. Hem Mustafa'ya hem de Beşiktaş'a yazık.DEFANS SAĞLAM AMA...İKİNCİ yarıda hücum eden biz gözüküyorduk ama net pozisyonları Arsenal yakaladı. 90. dakikada Demba Ba'nın kafası az farkla dışarı çıkarken Arsenalliler'in yüreği ağzına geldi.ÖZETLE Beşiktaş bu oyun sisteminde belki çok az gol yer. Nitekim Arsenal gibi takım 180 dakikada 1 gol atabildi. Ama şu da bir gerçek ki Beşiktaş bu oyun sisteminde çok da zor gol atar.AYRICA Mustafa'yla Motta'ya ceza alanı içinde yapılan iki hareketi ne hakem ne de 6. hakem inanmadıkları için penaltı noktasını göstermediler.