DAKİKA 88, gazeteden Beyduhan yazı için aradı. Hemen başlığımı verdim: Hak etmedik. Tam yazıya başlayacaktım, Beşiktaş'ın penaltı golü geldi. 1-0 mağlup da olsaydık başlık 'Hak etmedik' olacaktı. Gerçekten yenilgiyi hak etmemiştik. Bu maç 1-0 bitmemeliydi. Hak yerini bulmalıydı, çünkü hakkımızdı.EN az rakip Tottenham kadar koştuk, mücadele ettik, tempo yaptık, onlar kadar pozisyona girdik... Pardon, pardon... Onlardan daha fazla pozisyona girdik. Hem de bunlar dan-dun vuruşlarla değil, organize ataklarlaydı. Ama bir türlü atamadık fakat atacaktık arkadaş.BÖYLE Avrupa maçlarında, hele deplasmanda zaten az pozisyona girerdik. Bunların birini içeri bırakmazsan puanı alamazsın. Beşiktaşlılar 1-1'lik sonuca muhakkak sevindiler. Hele bu gol son dakikada gelince. Ama açık söyleyeyim, Beşiktaş'ın dün oynadığı futbolun karşılığı 3 puan olmalıydı. Gökhan, Olcay, Demba Ba, Sosa gerçekten yetenekli ve maç kazandıracak özelliklere sahip oyuncular. Ama üzülerek söyleyeyim hiçbiri dün gerçek performanslarını sahaya yansıtamadılar. Biliç'in 1-0'da aynı 2-0'da aynı düşüncesiyle oyuna Oğuzhan ve Mustafa'yı sokması son derece cesurcaydı.BİLİÇ bize göre sürpriz bir kadroyla başladı. Özellikle defansta Serdar ve Motta tercihi gerçekten ilginçti. Başta Sivok olmak üzere defansımız hatasız oynadı. Orta sahanın yardımı da defansımızın işlerini kolaylaştırdı.MAÇ 1-1 olmuş, Slaven Biliç 4. hakeme 'Kaç dakika var' diye sordu, hakem parmaklarıyla 3'ü gösterince Biliç, itiraz edip 'Hayır, hayır 5 dakika' diye bağırdı. Yani İngiltere'de Tottenham'la oynuyorsunuz... Biliç biraz daha zaman olsun da kazanalım düşüncesindeydi.TARAFTAR MUHTEŞEMDİİNGİLTERE'DE 1500 2 bin civarında taraftar vardı. Başlangıçtan bitiş düdüğüne kadar takıma inanılmaz bir destek verdiler. Mağlup duruma düştüklerinde bu desteklerini daha da sürdürdüler. Çünkü Beşiktaş'ın oynadığı oyunu görüyorlardı. Onlara da kocaman bir alkış ve bravo.ÖZETLE dünkü futbolun karşılığı 3 puan olmalıydı. Ama net fırsatları kaçırınca 1 puana razı olduk. Buna da şükür.