ÖNCE kötüden başlayıp iyiye doğru gidelim. Şurası bir gerçek ki; oynan futboldan keyif almadık. Ben almadım. Taraftar aldı mı, hayır. Oynayan futbolcular aldı mı, hayır. Fatih Terim aldı mı, hayır. Fatih Hoca hep kazanmayı ister. Ama Fatih Hoca için oynanan futbolun keyif vermesi en az kazanmak kadar önemlidir.DÜNKÜ maça kafanızı takıp da ‘ya bu milli takım bu haliyle Avrupa Şampiyonası’nda ne yapar’ diye sakın kafanız takmayın. Ben milli takımın 2008’de neler yaptığını canlı yaşamdım. İnanın bu çocuklar 2016’da da en az 2008’deki kadar başarılı olacaklardır. Kazanmak tabi ki güzel... Rakip kim olursa olsun... Biz dün çok iyi oynamamamıza rağmen bunu başardık.KISA BOYLU KÜÇÜK ÇOCUKBİR de dün sahada, daha 18 yaşında, kısa boylu küçük bir çocuk vardı. Emre Mor... Bayıldım. Top tekniği, oyun zekası, çabuk düşünüp çabuk oynaması, daha top ayağına gelmeden ne yapacağına karar vermesi... Bayıldım, bayıldım... Eğer bu kısa boylu küçük çocuk olmadan oldum havalarına girerse yazık olur. Ama bu çocuk çok şanslı ki Teknik Direktörü Fatih Terim. Onu kafasına vura vura olmadan olmuş havasına girmesine müsaade etmez.FATİH Hoca çok oyuncu değiştirdi. Kimin nerede ne zaman ne neler verebileceğini ezbere biliyordur ama yine de bir göreyim dedi. Futbol keyif vermedi... Galibiyete sevindik. Bücür Emre’yi alkışladık. Bu arada Fatih Terim’in kıyafetini ve fit görünümünü hayranlıkla izledik. Sevgili masör Uğur kardeşimin göbeği eskiden sağlık çantasından önde giderdi. Dün onu da çok fit gördüm. Sağlık çantası göbeğin oldukça gerisinde kalmıştı. Devam uğurcum...