Pis kokular giderilir mi?

Fatih Terim’in geçen yılki dokunulmazı Hamit’ti, bu sene de hak ettiğinden fazla krediyi 2 ara pası-1 şut atıp 75 dakika saklanan Sneijder’a tanıyor. Terim’in Beşiktaş maçı sürprizinin Sneijdersızlık olabileceğini düşünüyorum ben.

G.Saray’dan çok daha formda olan Beşiktaş’ınsa tek zayıf karnı Escude. Fransız futbolcunun attığı goller Bilic’in de gözünü boyadıysa defansta ciddi bir faturaya mâl olabilir...

22 Eylül günü Olimpiyat Stadı’na çıkacak iki takım arasındaki en büyük fark, tek kelimeyle “mutluluk”... Bilic’in teknik-taktik, kondisyon vs. katkısını bir yana bırakın, Beşiktaş’ta ürettiği en önemli farklılık “daha mutlu oyuncular, daha adaletli bir takım” oldu. Sezona daha tecrübeli Dentinho ile başlandı ama Gökhan bulduğu fırsatı değerlendirdiği andan itibaren sahada olacağını biliyordu.

Fernandes vardı, Oğuzhan vardı, Veli-Necip-Sezer vardı ama hak ediyorsa 95’li Muhammed oynayacaktı. Veya Toraman-Franco-Ersan varken hak ediyorsa 79’lu Escude... Bilic’in takımında futbolcuların yaşı yok, cv’si yok, itibarı eşit. Tek kıstas, adalet.

Terim’in de üç sezondur Galatasaray’da yaşadığı en önemli açmaz bu bence. Fatih Hoca da adaletlidir ama “vefa” duygusu zaman zaman beynindeki adalet bölgesini örter. 2012-13’te 20 hafta Hamit’e, 25 hafta Melo’ya sabredebilir, kötü oynadıkları halde onların iyi gününü bekleyebilir. Bu arada sıraları gelmesi gerektiği halde bir türlü gelmeyen Umut gerilemiş, Engin gerilemiş, Yekta gerilemiş, bunları gözden kaçırabilir. Bu yıl da sıkıntı benzer: Terim bu kez de Sneijder’ın iyi gününü bekliyor! Hollandalı saklanıyor, Hollandalı bir şut-iki pasla yetinip maçın çoğunda gizlenebiliyor. Ama Terim’deki kredisi yüksek. Bu arada oynamayanlar geriliyor, hatta oynayan Selçuk bile 15-20 metre geride olmanın bedelini ödüyor-ödetiyor, ne gam. Terim’in kafasında genelde “Vefa”, “Adalet” i mağlup ediyor.

Muhammed, G.Saray’da olsaydı?
Selçuk’un gerilemesinin tek nedeni Sneijder da değil. Galatasaray ilk bir buçuk sezon çok iyi kullandığı duran toplardan son bir senedir neredeyse hiç verim alamıyor. TT Arena’da Selçuk topun başına geçtiğinde seyircinin kameralarını hazırladığını, genç virtüözün vuruşunu en iyi yerden çekmeye çalıştığını gözlemliyoruz. Öyleyse Drogba da frikik olduğunda topun başında değil, Selçuk’un vuruşunu en iyi izleyeceği yerde konumlanmalı! O da Selçuk’un iyi vuruşunu izlemeyi ve takdir etmeyi bilmeli.

Beşiktaş’taysa tam tersine duran top konusunda harika bir yıl geçiriliyor. Çünkü Muhammed’i direğe nişanladığı o harika şut öncesi rahatlıkla topun başına geçebiliyor. Kornerler planlı, 5 kornerin ikisini Sivok, birini Escude vuruyor. Bursa maçında Sivok-İbrahim eşleşmesinden iki gol çıkardı Beşiktaş. Eğer G.Saray da Sivok-Escude’ye çare bulamazsa ciddi bir bedel çıkabilir.

Hücumdaki etkinliğiyle sevindiren Escude’nin savunmada aynı güveni verdiğini söylemekse güç. Özellikle yeni sol bek Motta ile sol stoper Escude’nin arasına atılan toplarda sıkıntı olabileceği aşikar. Eğer Terim de bu açığı değerlendirmek isteyip sağ çizgide sürpriz Bruma tercihi yaparsa, genç oyuncu Beşiktaş’ın soluna güç anlar yaşatabilir.

Pis kokular giderilir mi?
G.Saray’ın savunması da sorunlu. Dany-Chedjou ikilisinin Real karşısındaki hali ortada. Belki değerli oyuncular, ama bir araya geldiklerinde birbirlerini yukarı çıkarmıyor, aşağı itiyorlar. Bir Amerikan deyiminde olduğu gibi: “İkisi ayrı ayrı sıfır kadar zararsızlar. Ama bir araya geldiklerinde (00’ı oluşturuyorlar ve) etrafa pis kokular yayılıyor!”

Terim’in savunmadan en az bir yabancıdan feragat edeceği kesin. Dany’nin yerine Semih’in, Drogba oynayamazsa da Riera’nın 11’de olmasını bekliyorum. Terim, Sneijder’ı kulübede oturtur 4-4-1-1’i tercih ederse Bruma’nın da 11’de olması mümkün. Eğer Drogba oynayacak duruma gelirse Riera’nın keseceği yabancı Chedjou da olabilir.