Real 'Nani'k yaptı!
48’de Ramos kendi kalesini vurup ManU’ya umut vermişti ki, Cüneyt Çakır, Nani’yi atınca işler değişti. 66’da Modric ve 69’da eski M.Unitedlı Ronaldo, R.Madrid’i çeyrek finale taşıdı.
Alex Ferguson, 1-1’in avantajıyla topun hakimiyetini Real Madrid’e bırakarak maça başladı. Kırmızı Şeytanlar’ın ana planı geriye yerleşerek rakibine pozisyon vermemek ve Giggs’in pasörlüğünde üç hızlı hücumcusu Van Persie, Welbeck ve Nani’yi, özellikle Real Madrid’in zayıf karnı olan kanat savunucularının üzerine oynamaktı.
3 DAKİKADA BİTTİ
Real Madrid maça hücum presle başlayıp ManU sahasına yerleşti. Topu da kontrol ettiler ama Cleverley ve Carrick merkezi arasında yardım alamadığı için pasifize olan tek yaratıcısı Mesut’u oyuna sokamaması sebebiyle üretken olamadılar. Saf çizgi hücumcularından yoksun olmaları da oyunu kenarlara yıkmalarını ve boşluk bulmalarını engelledi.
Manchester United istediğini yapan taraftı. Olgunlaşmayan pek çok atağın yanı sıra ciddi pozisyonlar da buldular. İlk tehlike 21. dakikada kornerden Vidic ile geldi. Direkten dönen topta kaleci Lopez şanslıydı. 34. dakikada bu kez Robin van Persie’nin soldan geliştirdiği atakta buldu ama Diego Lopez yine başarılıydı.
48’de Welbeck ve Van Persie ile gelişen ve Rafael ile süreklilik kazanan kenar hücumunda Sergio Ramos’un ters vuruşunu Lopez engelleyemedi.
MANU ritmi ve skoru bulmuşken Nani’nin atılması ise dengeleri değiştirdi. Mourinho ilk yarıdaki zorunlu Kaka hamlesine Modric’i de ekleyerek üç yaratıcılı 3-5-2’ye döndü ve topu eksik Manu karşısında daha iyi dolaştırarak efektif bir baskı kurdu. 3 dakikada gelen iki golle de turu almayı bildi.
Planı 60 dakika boyunca kusursuz işleyen ama tartışmalı bir kartla 3 dakikada çöpe giden Ferguson için ilk hedefin Çakır olması muhtemel.
İBRAHİM SETEN - Çakır maçın ALTINDA EZİLMEDİ
Cünyet Çakır, hakemlik kalitesi olarak bayıldığım hakemlerden değil. Dünkü maçı taşıması açısından, gördüğüm kadarıyla bazı kritik hatalar yaptı ama adaletli bir yönetim gösterdi.
Nani'yi oyundan atması bence doğruydu. Rafael’in, Higuain’in topunu eliyle çizgiden çevirmesini kaçırdı. Ancak büyük seyirci baskısına rağmen gördüğünü çaldı ve dirayetli bir yönetim gösterdi.
YILIN MAÇINI YÖNETTİ
Cüneyt Çakır, sahada her şeyi gören bir hakem değil ama her gördüğünü çalan bir hakem. Dün de aynı tarzda bir yönetim sergiledi. Mesut Özil’in Real Madrid formasıyla bir Türk olarak ‘yarım da olsa’ bizi sahada temsil etmesi beni ne kadar gururlandırdıysa Cüneyt Çakır ve ekibinin yönetimi de beni o kadar gururlandırdı.
Bana göre Şampiyonlar Ligi’nde yılın en önemli maçıydı bu. Cüneyt Çakır, bir an bile maçın ağırlığı altında ezilmedi. Ronaldo’nun kendini yere atmalarını yemedi, Manchester United’ın metazori penaltı isteklerine kulak asmadı. Dolayısıyla kendi gibi bir maç yönetti. Benim açımdan iki maçlık serinin en önemli yanı eski takımına karşı her iki maçta da gol atan Ronaldo’nun hem işini layıkıyla yapıp hem de Manchester United’a bu kadar saygı duymasıydı.
