SAHAMIZDA 1-1 biten Anderlecht maçından sonra şöyle yazmıştım: Bu sezon Spor Toto Süper Lig çok tatsız. G.Saray daha da tatsız. Bir umudumuz Şampiyonlar Ligi kalmıştı, ama sorunun yabancı sınırlaması filan olmadığını dün çok net olarak gördük. Aramızda sık sık 'İyi ki Arsenal ya da Dortmund değildi rakip' dedik. Bu iki takımla yapacağımız maçların birer kabus olacağı aşikâr.DÜNKÜ Arsenal maçı için kâbus tanımı herhalde hafif kaçar. Açıkçası hangi kelime dünkü hezimeti karşılar, bilmiyorum. Bildiğim şu: Maçı epey kalabalık bir mekanda izledim ve skor 2-0 olduktan sonra hiçbir G.Saraylı’nın suratında bu maçı çevirebileceğimize dair bir umut ışığı görmedim. Ne var ki 60. dakikada kalecinin kırmızı kart görmesi ve Burak'ın penaltıyı gole çevirmesiyle en azından farkı biraz kapatma yolunda bir heyecan yaşadık ve epey gol pozisyonuna da girdik, ama olmadı. Özellikle Sneijder'in şutlarından hiçbirinin gol olmaması açık bir talihsizliktir.ÜNAL?AYSAL'DAN RiCAMHIZLA unutmak isteyeceğimiz ama unutmamamızın zor olacağı bir maçtı. Prandelli'nin Selçuk'u kadroya almamasının, Olcan'ı kenarda tutmasının, Melo'yu defansta, Sneijder'i defansa daha yakın, Burak ile Pandev'i birlikte oynatmasının pek bir işe yaramadığını gördük. Hele Hamit varken Veysel ile başlaması ayrı bir olaydı.NEYSE. Bu sezon Süper Lig'ten sonra Şampiyonlar Ligi hayalinin de kısa süreceği ortada. Artık kongreyi ve yeni yönetimin ne yapacağını beklemek dışında fazla bir seçeneğimiz yok. Ama bir tür enkaz devretmek üzere olan Başkan Ünal Aysal'a bir çağrım var: Eğer yazıldığı gibi Belçika'da (veya dünyanın herhangi bir yerinde) bir kulüp alacağınız doğruysa lütfen Prandelli'yi ve bu yılki transferleri+Veysel'i de yanınızda götürün lütfen...