Futbol, seyirciyle güzel. Sahada oynarsın, tribün coşar. Karşılıklı iletişim olur. Futbol takımı oynar, taraftar coşar. Ama dün Kasımpaşa’da bakıyorsun, ciyak ciyak sesler var. Kopuk, organizasyonsuz, konsantresiz bir maç. Şimdi ligin başını hatırlayalım.. Bu Beşiktaş takımının dolu tribünlere karşı oynadığı maçları hatırlayalım. O coşkuyu hatırlayalım.. Nasıl da sahadaki futbola yansımıştı. Ama şimdi nerede o tablo? ‘Taraftarım’ diye geçinenlerin kulübe verdiği zararı görüyorsunuz. Dün akşamki puan kaybının tek sorumlusu seyircisiz maçtır. Beşiktaş taraftarı dün akşam tribünde olsaydı, bu maç çok daha farklı olurdu.Beşiktaş kötü mü oynadı? Hayır.. Bölüm bölüm iyi oynadı, istediği pozisyonları da buldu. Kalesinde de tehlikeler yaşasa da takımın verdiği görüntü her an gol yiyebilir ya da gol atabilir cinstendi. Takımın yıldızı şu an Oğuzhan Özyakup gibi görünüyor. Manuel Fernandes ise her geçen gün kötüye gidiyor. Böyle oynarsa yeni sözleşme imzalayamaz. Hele hele istediği astronomik rakamlara çok zor. Hugo Almeida’nın yapacağı çok şey yok. Sürekli golü deniyor ama çok şanssız. BEŞİKTAŞ SET OYNAYAMIYORBeşiktaşlı oyunculardaki form düşüklüğü gözle görülüyor. Ama söylüyorum. Futbol, seyirci ile güzeldir. Tribün, takımı coşturur. Beşiktaş pas yapan bir takım değil, set oynamıyor. Yani bir an evvel topu hücuma atıp, gol pozisyonuna girmeye çalışıyorlar. Bunun yanında çok da rahat orta sahadan rakibe şans tanıyıp, pozisyon veriyorlar. Beşiktaş’ta bir düşüş var. Ne olursa olsun bunu boş tribünlere mal etmemek lazım ve bir an önce takımın toparlanması lazım.İstek var, arzu var ama bireysel oyuncuların ön plana çıkması gerekiyor. Yani ilk olarak Oğuzhan, ikinci olarak da Fernandes’in takıma katkısı şart. Ancak maalesef bu verimi sağlayamıyorlar.