Spor yazarları G.Saray'ı yorumladı!
Süper Lig'in 3. haftasında Torku Konyaspor'u deplasmanda 4-1 mağlup eden Galatasaray için spor basınının önde gelen kalemleri bu değerlendirmeleri yaptı...
SERHAT ULUEREN / ŞAMPİY10
Muslera eski Muslera değil. Dün bile güven vermedi, üstelik birkaç önemli kurtarış yapmasına rağmen. Dün itibarıyla Sabri’nin %100 artırılarak yapılan yeni sözleşmesi konu edilmemeli. Konu eden olursa onlara Sneijder ile Sabri’yi karşılaştırmalarını söyleyeceğim. Sneijder, Sabri’nin 3 katı kazanıyor peki ne yapıyor? Kocaman hiç! Sabri ise hiç değilse artık orta yapmayı öğrendiği için gol attırıyor, düzgün paslar veriyor. En önemlisi iyi niyetli. Tam bunları yazarken Sabri ve Sneijder’in gereksiz sarı kartlarına şahit oldum. Demek ki yaş ilerledikçe ayaklar yerine çenelerin konuştuğu teorisi doğruymuş. Umut’un bu performansla oynaması ciddi teknik adam hatası. Burak yine iyi maç çıkardı. Podolski etkisizdi, sanırım transferi sezon boyu sorgulanacaktır.
SERHAT ULUEREN / ŞAMPİY10
G.Saray aslında geçen sezondan çok farklı değil. Yani kötü oynamıyorlar ama sahada kimlikleri yok, oyun felsefesi yok. Burak atacak, Sneijder vuracak, Muslera tutacak ve G.Saray kazanacak. Takım içi istikrar sağlanamazsa, yap boz devam ederse G.Saray zayıf kuraya rağmen Devler Ligi’ne havlu atar. Astana’nın altında kalırlarsa zelzele yaşanır. İyi niyetine rağmen Hamzaoğlu’nun kalıcı olabileceğine inanmıyorum. Adalet duygusundan uzaklaşmış. Torpililer, kısacası sesi gür çıkanlar ve lobi faaliyetleri güçlü olanlar forma giyiyor. YASİN KARA LİSTEDE Chedjou sakatlanmazsa Semih girmeyecek. Maç zora girmiş hâlâ Emre’yi oyuna almıyor. Yasin kara listede. Herkesin ilk maçında beğendiği Rodriguez 80 dakika kesik yiyor. Ama dökülen Selçuk, Sneijder, Umut, Podolski 11’de. Böyle hocalık olmaz. G.Saray ilk yarı iyi, 2. yarı rezil ötesiydi. Kaya’nın ikramı olmasa G.Saray 1 puan bile alamazdı. 2. yarı Konya’nın biraz şansı olsa en az 3 olurdu. Evet G.Saray kazandı ama futbol adına özellikle 2. yarı yerlerde süründü. Sahanın en kötülerinden Sneijder’in golleri ise yine Kaya’nın ikramlarıydı.
MEHMET AYAN / ŞAMPİY10
Bir yazı tek soru! Hakiki futbol yorumu yapmak isteyene, gerçekçi saha içi analizi dinlemek isteyene. G.Saray iç sahada 2-1 kaybettiği Osmanlı maçında mı daha iyi oynadı, dün Konya’da 4-1 kazandığı maçta mı? Bir Amerikan filmi repliğiyle ‘Tanrı aşkına Michael, şu lanet olası idefixlerinden kurtul lüften!’ Tabelaya bakmayın lütfen! Geçen hafta bu satırlarda yenilgiye rağmen bulunan 10 pozisyonun futbol adına umut verdiğini, takımın derdinin sahanın içinde olmadığını aktarmıştık.
MEHMET AYAN / ŞAMPİY10
Dünkü tablo, Osmanlı maçından karanlıktır, dikkat! Sabri’nin harika ortası, Burak’ın nefis kafası ve Semih’in tesadüfi attığı gol ile 2-1’e gelen maçta geçen haftanın yarısı gol pozisyonu bulunamadı. Son iki gol sadece Wesley ustalığı, üzerine futbol fikri üretilemez. Tabela üzerinden güzellemelere itibar etmeyiniz. G.Saray, iyi oynamadı. 66’dan sonra 10 kişiyle fena olmayan bir savunma kurgusunu hayata geçirirken, önde umut bağlananlardan ne Sniejder, ne Podolski verimli oldular. Umut da hocanın beklentilerinin uzağında kaldı. Burak ise çok iyiydi... HANDİKAP OLUR 4-1’e rağmen mi bunları yazıyorsun? Evet! Çünkü bazen oyun kazanır, bazen kalite kazan-dırır. Sarı-kırmızılılar oyunda kaybedip, kalitede kazandılar. Wesley’nin son iki klas vuruşuyla gelen 4-1’e “farklı kazandık” mua-melesi yapan sosyal medya ergenlerinden olmak taraftarın en büyük handikapı olur!
BAHRİ HAVADIR / ŞAMPİY10
Hamza hocanın maçtan önce “Geçen hafta yenildik ama doğru işler yaptık” sözleri ne anlama geliyor? Kafayı sıyırmamak elde değil. Sanki stajyer teknik adam. Hemen söyleyeyim. Seni her fırsatta tepmeye çalışan, göbeğini yayarak ‘geh geh’ gülenlere malzeme veriyorsun sevgili hocam! Neyse, daha iki haftada şakülü kaymaya yüz tutmuş, umutlu G.Saray’ı izlemek için TV başındayım. Şems-i’nin şu sözleri aklımda: “Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur.” Sarı-kırmızılılara “canı veren” Sabri’nin ortasında kafayla topu ağlara gönderen Burak Yılmaz’dı. Hani o çok eleştirilen cahillerin egosunu tatmin ettiği kral Burak Yılmaz, başpehlivanlığa soyunanları tuş etmişti. Kimsenin afra tafra yapmasına gerek yok. Konyaspor pamuk şeker gibiydi. 28. dakikada ilk kez serbest vuruş kullandıklarında durum 1-1’di. Ne yalan söyleyeyim Meha’nın golünden sonra yüzüm düştü. Umut Bulut, Yasin tercihleriyle insafsızca yorumlar yaptım. Üzgünüm ya, nereye trol yapacağımı şaşırmış durumdayım. ‘Çok iyi futbol oynadığımız söylenemezdi, gol lazımdı.’ Aklımda saçma sapan fikirler.. SEMİH KAYA NEFES ALDIRDI İNCİR Reçeli’nden bir replik “Bir şey söyle bana içimdeki kayayı kaldırıp atacak bir şey söyle… Nefes alabileceğim bir şey söyle bana.” O nefesi Semih Kaya aldırdı… Kaleci Kaya’nın çuvallaması sonrasında top Semih’in arkasına çarpıp ağlara gitti.
BAHRİ HAVADIR / ŞAMPİY10
2. yarıda Carole’ün acemice gördüğü kırmızı kart, Meha’nın direklerden dönen topu, Muslera’nın kurtarışları, Sneijder’in golleri akılda kalanlardı… Kaz bile güdemeyenler! Özetle, sazın olmadığı yerde zurnayla söylenen türküde nasıl zevk alırsanız öyle 90 dakikaydı.. Türkülerdeki en güzel ses Sneijder’indi. Ve daha da önemlisi kazanmaktı… Bazı koyun güdemeyen, bırakın davarı, kaz bile güdemeyenlerin G.Saray adına yaratmaya çalıştığı karanlık ortamda kazanmak gerçekten keyif vericiydi… Alın terini, adamlığını sahaya koyan değerli futbolcu kardeşlerimi yürekten kutlarım…
UĞUR MELEKE / MİLLİYET
Ligin ilk 3 haftası itibariyle Galatasaray’ın özeti, bir takım ders verme girişimlerinden ibaret... İtiraf etmek gerekirse bu sezonun sürpriz çıkışını yapacak takımın Konyaspor olacağını zannediyordum. Aynı hocayla devam ediyorlar. Geçen sezonun sonuna doğru takım savunmasını muazzam oturtmuşlardı. Bu yıla da üstüne koyarak başlarlar diye düşünmüştüm. Yanılmışım. 3 hafta sonunda hareketli oyunda henüz golleri yok ve ligin en az şut deneyen takımı konumundalar. Sağ bekteyken takımın sürpriz hücum silahı olan Ömer Ali’yi açığa kaydırarak etkinliğini düşürmüş Aykut Hoca. Takımın kaliteli transferleri Traore, Sissoko ve Ömer de ortalıklarda olmayınca tek şansı Meha’nın şutları sayılabilecek bir takım çıkmış ortaya. Akhisar önünde bir şans golü. Kayseri’ye ve Galatasaray’a karşı da 3-4 duran toptan başka değerli bir şey üretemedi Konyaspor.
UĞUR MELEKE / MİLLİYET
Galatasaray’ın da bu karmaşık ortamında şanslı bir fikstürle lige girdiğini söylemek gerek. Ligin en hazırlıksız takımlarından biri olan Osmanlıspor’a bir buçuk pozisyon verip 2-1 yenilmeyi başarmışlardı. Lige en renksiz giren takıma karşı da zorlukla kazandılar. Ligin ilk 3 haftası itibariyle Galatasaray’ın özeti, birtakım ders verme girişimlerinden ibaret. Hamzaoğlu’nun Burak’a ders verme girişimleri, golcü oyuncunun Sivas önünde sonradan girip atması ve Konya’ya karşı da hemen skor yapmasıyla manasız kaldı. Zaten Burak’a geriye gelmediği için ders vermek istiyorsanız, insanlar size Podolski’yi de soracaklardır! Herhalde Galatasaray’da geriye yardım etme sorumluluğu sadece Burak’a özgü bir durum değil. Eğer Burak’ı yüzde yüzünü vermemekle suçluyorsanız, insanlar size geçen hafta yüzde yüzünü veren Rodriguez’in neden oturduğunu, yüzde elli bile hazır olmayan Melo’nun neden 11’de başladığını sorarlar! Ve yine eğer Yasin’i bilinmeyen birtakım ders verme içerikli nedenlerle kenarda oturtuyorsanız, Umut’un sahadaki katkısını da kamuoyuna anlatmanız gerekebilir. Milli maç arasına sanırım en çok G.Saray’ın ihtiyacı vardı. Hamzaoğlu bu 10 güne 2-3 hazırlık maçı sıkıştırıp Carole’ü ve Rodriguez’i daha fazla ısındırmalı, eğer transfer edilirse Denayer’i kazanmalı. Ayrıca Atletico Madrid sınavına hazır olmak için Hamzaoğlu derslerine bir ara vermeli, kazanmaya konsantre olmalı.
ERMAN TOROĞLU / SABAH
Konya'da Galatasaray takımı farklı kazandı ama oynadığı futbolla kimseyi mutlu edemedi. Galatasaray eksik kalıyor! Tamam, kalabilir ama bir takım bu kadar aciz olamaz. Galatasaray'ın ne saha içinde ne de saha dışında bir akordu var. Herkes ayrı telden çalıyor ve herkes bir telden oynuyor. Bu takıma kesinlikle "şok" olacak işler lazım. Bunu kim yapar? Başkan yapar, yönetici yapar, teknik direktör yapar veya futbolcu yapar. Galatasaray'da bu gruplarda kimsenin bunu yapacak hali yok! Bu sene takımlar da kaleciler de lige kötü başladı. Hakemler de kötü başladı. Ya bir hakem ortaya çıkıp 3-4 futbolcuyu sahadan atar, bu takım için "şok" olur, Galatasaray da kendine gelir veya bu G.Saray'dan hiçbir şey olmaz! Konya'da sahaya bu 11'i süren Hamza hocayı da anlayan varsa bana bir anlatsın! G.Saray'da Umut'un oynaması Yasin'in kenarda kalması, inanılır gibi değil. Umut'u sahada arıyorum bulamıyorum. Umut 1.87 boyunda... Eğilerek kafaya çıkan Türkiye'deki tek santrfor. Dünyada eğilerek kafaya çıkan santrfor yok! Tarih yazmaz, dünyanın sonu bu! Galatasaray'da kenardan orta gelirse ortaya koyduğun üç adamdan verim alabilirsin! Podolski, Umut, Burak'ı sokarsan ortaya, Umut'u kenara alamazsın! Burak'ı da kenara alamazsın! Podolski'yi kenara alamazsın! Bunlar ortaya girecekler. Çünkü bunların yapısı bu; gol atacaklar. Bunları ortada oynatacaksan yapacağın tek bir şey var çizgiye adam koyacaksın, kenardan orta yapacak. Orta yapamazsan bunların turşusunu kurarsın! Başka bir işe yaramazlar!
ERMAN TOROĞLU / SABAH
İlk yarıda Sabri orta yaptı kenardan gol oldu. (Sabri ara sıra iyi ortalar yapıyor.) Soldan orta yaptılar, Burak vurdu tehlike yarattı. Yani bunları kenardan ortalarla aktif hale getirmen lazım. Sneijder'in saha içinde anlaşacağı adam yok G.Saray'da. Adam sağa kaçıyor sola atıyorlar. Sola kaçıyor sağa atıyorlar. Allah'tan çok yetenekli de ikinci yarıda attığı iki golle takımı farklı galibiyete taşıdı. Bir Sneijder ile nereye kadar? G.Saray'ın içinde Burak sorunu var, Selçuk sorunu var. Burak gitmek istiyor. Antrenör Hamza ile Burak'ın Selçuk'un arasında sorun var. Ben Galatasaray taraftarı olsam ne Hamza'ya kızarım ne de Burak'a kızarım. Ben hayatımda bu kadar vizyonsuz bir G.Saray başkanı görmedim. Adam belki işinde çok başarılı, o zaman gitsin işini yapsın! G.Saray başkanı olacak tip yok adamda ve yapı da yok! Bu Faruk Süren'leri gördükten sonra bana kaymaksız ekmek kadayıfı gibi geliyor. Dibi yanmış filan geliyor! Galatasaray'da olanlara bakıyorum şaşıyorum. İşte İbrahimovic fiyaskosu çıktı, hala devam ediyor. Bugünlere gelindi. Yani Galatasaray taraftarı da bu yönetime inanmıyor. Şimdi seçim hükümeti yapılıyor ya, geçici... Bu Galatasaray Yönetimi de bana geçici geliyor. Emanetçi yani!. Bu tabi sahadaki futbolcuya da yansıyor. Sahadaki futbolcunun, sahadaki olayların aynası yönetim kuruludur. Yönetim Kurulu varsa başkan varsa sahada öyle Burak, Hamza öyle birşey yapamazlar. Siz benim işçimsiniz ya siz kimsiniz? Siz yöneticiler, futbolcular kadar ağırlığınız yok. Ben G.Saray yöneticilerini sokakta görsem tanımam! Sistemini iyi kuramazsan yöneticin böyle olur! Futbolcuyu milyon dolarlar vererek alıyorsan o da işini yapacak. Futbolcuyu pışpışlamak, gazını havasını almak zorunda değilsin! Türkiye'de maalesef böyle bir yanılgı var.
MEHMET DEMİRKOL / FANATİK
Galatasaray’ın eksik kalana kadar %65’lerde topa sahip olma oranıyla oynadığı bir oyundu. Bir Aykut Kocaman takımının evinde %30 küsürlerde topa sahip olması her zaman haberdir. Hele de bu bir tercih de değilse. Çünkü kapalı savunma hızlı hücum gibi bir durum da söz konusu değildi. Her ne kadar şut sayılarına bakıldığında bir zayıf da olsa üstünlüklük gözükse de kaleyi zorlayan bir iş yapamadılar. Tabii Meha’nın serbest vuruştan attığı olağanüstü gol dışında. Muslera golü yine ceza sahası dışından yedi ama bu kez ona söyleyecek pek bir şey yok. Sonrasında da Konya’da yine Meha’nın direkten dönen bir şutu ve Muslera’nın kurtardığı bir serbest vuruş dışında bir üretim yoktu. Yani ne topa sahip olabildiler, ne de Galatasaray’ı eksik yakalayabildiler.
MEHMET DEMİRKOL / FANATİK
Bu tabloda Galatasaray’ın hızlı ve baskılı başladığı oyun, işi kotaracak kadar iyiydi. Sabri zaten hücumun bir parçası ama Chedjou’nun dahi rakip yarı sahanın ortasına yerleştiği bir oyunla başladılar. Burada Konya’nın savunmaya yerleşmede sağladıkları dengeyi övebiliriz. Zira Galatasaray’ın ‘imza’ hücum dörtlüsü Burak’ın golü dışında demarke şut bulamadı. Ve ne enteresandır ki yine hem asist hem de tehlikelerin hemen tamamı Sabri’nin servisleriyle geldi. Chedjou çıkınca... Skordan bağımsız olarak Galatasaray’ı etkileyen, son derece iyi oynayan Carole’un kırmızı kart görmesinden ziyade, hücumu tamamlayan ve savunmasını önde tutan lider olarak Chedjou’nun sakatlanmasıydı. Onun yerine oyuna giren Semih golü atıp maçı çevirdi. Fakat oyunun zayıflaması Chedjou’nun çıkışıyla oldu. Sonrasında Hamzaoğlu’nun Poldi, Rodrigues değişikliği yerindeydi. Orta sahayı aldılar, Sneijder’in iki imza golüyle de maçı bitirdiler.
ÖMER ÜRÜNDÜL / SABAH
Oynadığı kulüplerde defalarca izlediğim Lukas Podolski'yi bugüne kadar hiç bu kadar kötü görmemiştim Maçın ilk 30 dakikasında sahada sadece Galatasaray vardı. Maça hızlı, istekli ve baskılı başladılar. Bekledikleri skor avantajı da erken geldi. Golün ardından farkı arttıracak pozisyonlar da buldular ama değerlendiremediler. Bu ilk yarım saatlik bölümde Konyaspor adeta sahada yoktu. Kazandıkları her topu anında kaybettiler. Preste yetersiz kaldılar. Uyguladıkları alan savunmasında da sürekli yerleşme hataları yaptılar. Takım halinde adeta gol yemeye davetiye çıkartıyorlardı. 30.dakika saha içi dengelerini değiştiren dakika oldu. Chedjou sakatlanıp çıktı, yerine Semih girene kadar ki sayısal eksiklikte Konyaspor ilk ofansif girişiminde çok net bir fırsatı kullanamadı.
ÖMER ÜRÜNDÜL / SABAH
Bu pozisyondan sonra ev sahibi, çabuk paslarla oyuna hükmetmeye başladı ve de güzel bir duran top golüyle hem skora denge getirdiler hem de moral kazandılar. Ancak kaleci Kaya'nın amatörce hediyesi ile gelen piyango gol, G.Saray'a ilaç oldu. İkinci yarı sahada ilk 10 dakikadan sonra çok daha iyi bir Konyaspor vardı. Ama G.Saray ayağa paslarla tempoyu ayarlıyor, hücum girişimlerini de ihmal etmiyordu. Bu arada takımın en iyilerinden Carole deneyimsizliğinin sonucunda çok gereksiz iki sarı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. Son dakikalarda da klasik bir Sneijder golü farkı ikiye çıkardı. Bununla yetinmeyen Sneijder moralini yükseltecek bir gol daha buldu ve işi bitirdi. Bu maçın bir ilginç yönü de senelerdir gerek milli tak-ı mında gerekse oynadığı kulüplerde defalarca izlediğim Podolski'yi bugüne kadar hiç bu kadar kötü görmemiştim. Konya, ilk yarım saat çok kötüydü. Sonra bir şeyler yapmaya çalıştılar ama hücumda etkisiz kaldılar. Sadece Meha, attığı mükemmel frikik golünün yanı sıra Muslera'nın kurtardığı ve bir de direkten dönen şutu ile sahada futbol adına seyir zevkini yükselten isimdi.
FEYYAZ UÇAR / FANATİK
Galatasaray’ın problemi Melo değil. Umut Bulut değil. Burak hiç değil. Galatasaray’ın problemi Muslera. Urguaylı milli kaleci bu sezon kurtarmıyor. Geçen sezon Sarı-Kırmızılılar, ligde şampiyon olurken ve Türkiye Kupası’nı kazanırken kurtardıklarını bu sezon kurtarmıyor. Süper Kupa’ya uzanırken kurtardıklarını, kurtarmıyor. Bu durum her kalecinin yaşayabileceği bir formsuzluk. Galatasaray’ın puan kayıpları ise her takımın başına gelebilecek zincirleme bir puan kaybı. Sorun büyük değil. Ama biz büyük takımlarımızın artısına ve eksisine büyüteçle baktığımız için Cim Bom’da fırtınalar kopuyor. Bu kadroyla karamsar olmak çok saçma. Tek tek ilk onbirine bir bakın. Alternatiflerine bir daha bakın. Fenerbahçe’nin bu sezon yaptığı transferler, Galatasaray’da zaten vardı. Bir seri galibiyet bütün kara bulutları dağıtır.
FEYYAZ UÇAR / FANATİK
Olayın farkında Melo bu aralar Pitbull değil sarman. Camiayı rencide ettiğinin farkında. Fizik olarak da yüzde 100 hazır değil. Gereksiz agresif hareketlerden uzak duruyor. Doğru da yapıyor. Katkı sağlayacağı günler yakın. Milli maç arası kondisyonunu artırması için büyük fırsat. Bu şansı heba etmesin. Memleket izni istemesin. İstese de geri çevrilsin. Konyaspor’un yediği ikinci gol büyük bir kaleci hatası. Kalecilerimiz boksörlere benzemeye başladı. Ortaya, şuta, her şeye yumruk. Yok efendim, toplar hafiflemiş. Vay efendim, yön değiştiririyorlarmış. Efendime söyleyeyim, çapları değişmiş. Yarı çapları fazla değişmedi kardeşim. Tutmaya niyetlenin şu topları. Doğru yer tutarsanız, topu tutmanız çok daha kolay. Biraz da cesaret sizi milli kaleci yapar..
GÖKMEN ÖZDEMİR / MİLLET
Skordan bağımsız bir Galatasaray analizi yapalım... Hamza hocanın kafasındaki ne bilmiyorum. Ama dışarıdan bakıldığında futboldaki en büyük iki günahı işlediğini görüyorum: İnatçı ve adaletsiz! İnatçı çünkü Umut Bulut'u ısrarla ilk 11'de tutmak istiyor... Mutlaka bir oyun planı vardır ama işlemediği ortada. Neden bu kadar ısrarcı olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum... Adaletsiz çünkü Galatasaray'ın şu anda en formda ve verimli futbolcusu Rodriguez geçen hafta hak etmediği şekilde oyundan çıktı, Konya'da ise yerini Melo'ya bıraktı. Ki o Melo formsuz değil; bence bilerek oynamıyor! PİTBULL ARTIK KUZU! Melo kötü oynar, bunu gördük. 4 senedir Türkiye'de. Ama Melo kötü mücadele etmez! Pitbull'un sahada dişleri sökülmüş, kuzuya dönmüş bir hali var. Bunun da formsuzlukla bir alakası yok. Kötü niyet seziyorum! Galatasaray kötü mücadele ediyor. Özellikle top rakipteyken. Alanını kapatamıyor, rakibini kovalayamıyor, garip bir şekilde üzerine gelen takımları seyrediyor, topu kapmak için herhangi bir isteği, arzusu, planı yok... Bu iş Türkiye’de bile sökmüyor hem de ligin vasat takımlarına karşı Şampiyonlar Ligi’nde iyi kura çeksen ne olacak!
GÖKMEN ÖZDEMİR / MİLLET
AYDINUS YEDİ! Podolski formsuz, Sneijder başka bir dünyada yaşıyor… Geçen sezonun sonundaki Hollandalı ile alakası yok. Bir tek Carole günün şartlarında futbol oynamaya çalışıyor. Gidiyor, geliyor, mücadele ediyor. Onu da gözleriyle değil, düdüğüyle Fırat Aydınus yedi. Bütün maç Konyalı futbolcuların aynı tarz hareketlerine sesini çıkarmayan Aydınus, ilkinde sarı kartla alakası olmayan pozisyonu sarıyla cezalandırdı ikincisinde de sanki o pozisyonu kovalıyor gibi bir havası vardı. Galatasaray’ın işi zor… Ligin başladığının farkında değiller; hala hazırlık maçı havasında oynuyorlar. Gol yerken de pozisyon kaçırırken de dağınıklar. Bir problem olduğu kesin… Sonucun hiçbir önemi yok… Eğer taraftarın, maçtan bir saat önce açıklanan kadroyla maçı kaybetmiş havasına giriyorsa oynarken futbolcular yüzde yüzlerini sahaya veremiyorlarsa, rakipler geçen sezonun şampiyonuna karşı değil vasat bir Anadolu takımına karşı oynadıklarını hissediyorlarsa Galatasaray’da değişmesi gereken çok şey var demektir…