Gazete Vatan Logo
Süper Lig Yanal'dan flaş açıklamalar: Beşiktaş ve Galatasaray...

Yanal'dan flaş açıklamalar: Beşiktaş ve Galatasaray...

Türkiye'nin en deneyimli, kariyeri başarılarla dolu teknik adamlarından biri Ersun Yanal, Skorer TV spikeri Ezgi Toper'e özel açıklamalarda bulundu.

Yanal'dan flaş açıklamalar: Beşiktaş ve Galatasaray...

Türkiye'nin en deneyimli, kariyeri başarılarla dolu teknik adamlarından biri Ersun Yanal... Şu sıralar ligin durumu ve şampiyonluk yarışından ziyade, Türk sporunun sorunlarına yoğunlaşmış durumda... İl il, okul okul gezip sporda altyapı ve eğitimin önemini anlatıyor. Biz de Yanal ile bir araya gelip, neden böyle bir proje başlattığını konuştuk.

"6. büyük futbol ekonomisiyiz, ama Avrupa'da ilk 30 takım içine 23. sırada Beşiktaş ile girebiliyoruz. Diğer takımlar 40'lı sıradalar..."

Ersun Yanal'a ilk soru tabii ki neden böyle bir eğitim sorununa dikkat çektiği ve bu projeyle neyi hedeflediği...

-Sorgulamanın çıktığı bir nokta var: Neden bu kadar çok yabancı oyuncu oynatıyoruz? Bu, akil ve bu konudaki uzmanların bir araya gelerek aldığı bir karar değildi. Uzun yıllar herkesin belli talep ve istekleri dışında içeriğinin ve nedenlerinin çok da kamuoyuyla paylaşılmadığı bir karardı ve uygulanmaya başlandığında ne kadar verimli olup olmayacağı tartışıldı. Son aşamada da görüldü ki, bize herhangi bir kazanç sağlamadı; ama zaman kaybettik. Bu zaman kaybı neticesinde de çok net gördük ki, en yaşlı ligiz, en çok yabancı oynatan ligiz, ve maalesef kendi altyapılarımızdan oyucu yetiştirip oynatan en son ülkeyiz. Amaç, 0-14 yaş grubunda yaklaşık 9 milyon çocuğu olan, 0-19 yaş grubunda 25 milyon yaklaşık nüfusa sahip bir ülke olarak böyle bir gidişata dur demek diyelim. Ülkemizde zaten en büyük kargaşa ve tartışma konusu olan, Sayın Cumhurbaşkanımız ve diğer siyasi otoritelerin de çok açık bir şekilde mutabık oldukları önemli bir konu var, o da eğitim. Ben de kendi işim olan futbolun tarifini, şu anki sorunlarını dile getirecek vurgulamalar yaptım. En önemli vurgu da, futbolda 6. büyük ekonomiyiz. Ama ilk 30'un içinde 23. sırada Beşiktaş'ı görebiliyoruz. Diğer takımlarımız 40'lı sıralardan başlıyor. Takımlarımız Avrupa'da hiçbir varlık gösteremediği gibi Milli Takımlar seviyesine baktığımızda 2002 Dünya Kupası sonrasında herhangi bir başarımız yok.

Haberin Devamı

"Kişileri tartışmaktan, soruları ve sistemi tartışmayı unutuyoruz. Sanki kişiler gittiğinde sorunlar düzelecek."

Haberin Devamı

Tecrübeli hocanın, neden altyapıdan bu kadar az oyuncu çıktığına yanıtı ise şöyle:

- Takımlarımız o kadar çok skora odaklandı ki, kişileri tartışmaktan, soruları ve sistemi tartışmayı unutuyoruz. Sanki kişiler gittiğinde sorunlar düzelecek. Hayır, görüyoruz ki sorunlar daha da artıyor. Bu bir sistem problemi. Bugün Federasyonumuz, Federasyon Başkanımız, kulüplerimiz eleştiriliyor . Bu sistemle bu iş artık gitmiyor. Kendisini belli bir standartta tutup aynı zamanda yarışmak isteyen ama skor kültürüne de mahkum olmuş ve bir süre sonra doğru giderken baskı ve problem yüzünden yarı yolda hatalı kararlar alan ve bu kararlar doğrultusunda kişiselleşmeye dönüp o kişiselleşmeler yüzünden bırakıp ayrılanlar olacak. O yüzden bizim gibi belli görevler yapmış insanların bir araya gelerek sistemin nasıl düzeltilmesi gerektiğini tartışmamız gerekiyor. Bunlardan bir tanesi de altyapı. Futbol, voleybol ve basketbol gibi sporlardan farklı olarak, ilgi başladığı andan itibaren çok küçük yaşlarda başlanması gereken bir spor. Altyapılarda, özellikle ekonomik durumların daha iyi takip edilip denetlenebileceği, kişilerin sonuna kadar hesap verebilecekleri bir şeffaflığa ve düzene ihtiyaç var.

Haberin Devamı

"Beşiktaş ve Galatasaray, büyük kulüplerin de oyuncu yetiştirebildiğini gösterdi"

Yanal, altyapı takımlarından çıkıp A takıma giren oyuncuların uyum sorununu da şu şekilde açıklıyor...

- Oyuncuların olgunlaşma süreçleri var. Bir oyuncu, bakıyorsunuz çok yetenekli, ama psikolojik, sosyal ve kültürel anlamda yaşıyla yetenek yaşı arasında ciddi bir fark var. Belki 16-17-18 yaşına kadar birikimleri onu idare etmiş olabilir. Ama yarışma safhasına geldiğinde şartlar farklılaşıyor. Masum bir oyun ortamından kişisel hırsların döndüğü bir ortama giriyorsun. O psikolojiyi kaldırmayabiliyor. Skorun hakim olduğu, başarı kriterinin birincilikten geçtiği ve paylaşımların para olduğu bir yerde bir oyuncunun "olacak mı olmayacak mı?" kaygısını mı tercih edersiniz, yoksa o seviyedeki hazır bir oyuncuyu getirmeyi mi? Böyle bir duruma dönüştü. Ne var ki, skordan uzak, sadece yetiştiriciliğe odaklanmış olmak da bazen problem. Bu ikisin birleştiği bir ortam yaratmak gerek. Büyük kulüpler oyuncu yetiştiremez deniyor. Beşiktaş bunu yaptı. Kendi altyapısından oluşturduğu takımla 3 yıl üst üste şampiyon oldu. Aynı şekilde Galatasaray da altyapı oyuncularıyla büyük bir başarıya gitti. Barcelona altyapısında A takıma katılan oran yüzde 50'nin üstünde. Bu işin büyük takımlar seviyesinde de yapılabildiğini görüyoruz.

Haberin Devamı

"Ben inanıyorum ki biz sıradaki Avrupa Şampiyonasını alacağız. Federasyonumuz Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, herkes çalışıyor ve Türkiye'ye mutlaka alırız. Alacağız da. Diyelim aldık, önümüz de belli bir zaman var. Burada bir vizyon çalışması yaparak orayı hedefleyeceğimiz bir yol haritası çizmek gerektiğine inanıyorum. Bizim bunu yapacak gücümüz var. Başka ülkelerden bunun feyzini almamıza da gerek yok."

"Her Avrupa'ya giden Tugay Kerimoğlu gibi profesyonelliği yakalayamadığı için ligin ve oyuncuların itibar puanı düştü"

Altyapıdan çıkan oyuncuların Avrupa'ya gidip bir süre sonra dönme nedenlerini; Cengiz ve Enes gibi yeteneklerin nasıl başarıyı yakaladıklarını da konuşuyoruz...

- Ülke oyuncuları olarak bazı şeyleri biraz ıskaladık. Türkiye'nin başarılı olduğu dönemde Tugay Kerimoğlu çok büyük bir başarı gösterdi. Orada gösterdiği profesyonellik ve sağladığı uyumla ülkemize çok fazla şey kazandırdı. Keşke diğer giden oyuncularımız da aynı değerle dönseydi. Bu durum oyuncuların ve ligin itibar puanını düşürüyor.

Altyapıdan oyuncu yetiştirme konusunun antrenör yetiştirilmesine nasıl yansıdığı konusuna Ersun Yanal'ın bakışı şöyle:

- İzlanda 350-400 bin nüfuslu bir ülke. Küçük dokunuşlarla büyük işler yapabilirler, işleri kolay. Biz ise birkaç ilde bile bunun modelini uygulayamıyoruz. Orada herkes kazanılıyor ve değerlendiriliyor. Antrenör kalitesi artırılıyor. Ama burada yapılacak düzenleme de buraya uygun olmalı. Buraya birçok ülkeden altyapı antrenörü geldi. Ancak bizim ülkemiz başka bir demografik yapıya sahip. Bizim onlarla aynı yerde, düşüncede olmamız mümkün değil.

"Birçok kulüp başkanının bu farkındalıkta olduğunu biliyorum ama ortak çalışmaya ve konsensusa ihtiyaç var. Bunlardan bahsettiğimizde herkesi eleştiriyorlar. beni de eleştirdiler, kişiselleştirdiler.. Ama aynı başarısızlıklar devam ediyor. "