ERCAN GÜVEN / MİLLİYET
“Artık yükselişe geçecek” derken, pistin sonuna gelmeden kanatları üzerine oturdu Fenerbahçe!
Sezon başında “füze” olacağından herkes emindi...
Haftalar geçtikçe “zeplin” gibi ağır ve hantal olmasından korkuldu...
Herkes “çift motorlu pırpıra” da razıydı; yeter ki uçsun...
Olmadı.
Tam bir mühendislik hatası çıktı takım.
Nasıl mı?.. Üç günde bir farklı bir kurguyla sahaya çıkan Fenerbahçe’de formanın içindekilerden çok teknik direktör Pereira değişti aslında.
Mesela lig öncesi planlarında takımda yer bulamadığı Diego’yu ileri geri oynayan bir orta saha yaptı. Olmadı çıkardı. Geriye Diego’yu oynatmak için razı olduğu 4-2-3-1 kaldı.
Beraberlik gelince “olmaz” dediği Fernandao ile Van Persie’yi birlikte oynattı, fena da olmadı. Tespitinin yanlışı ortaya çıktı.
Sistemi değiştirdi. Oyuncuları değiştirdi. Yetmedi.
Çünkü Pereira’nın hayalindeki takım ancak 60 dakika oynayabilirdi... Sonra şişerdi ki, aynen Akhisarspor karşısındaki Fenerbahçe gibi...
İki devrede iki ayrı takım lazım Pereira’ya.
Akhisarspor karşısında coşkulu bir Fenerbahçe vardı önce. Top rakipteyken baskı yapabilen, beklerini ileri çıkaran, topu sıfıra taşıyan, kaliteli ama durgun adamlarını etkin kılan bir Fenerbahçe...
Fakat sadece ilk yarı böyle!
Aslında her olumlu iş kişiseldi. Rotasyonla değişenlerin fazladan eforları, oyun planı değişenlerin istekli koşuları, kesilme korkuları ilk yarıda yukarı çekti Fenerbahçe’yi.
İkinci yarıda düşüş, Van Persie’nin girmesiyle biraz toparlanış, son dakikalarda maçı kurtarmak için kaslardan yakış!
Ve piste yapışış!..