İSTANBUL Park’ta ikinciliği elde eden Mark Webber İstanbul yarışı ile ilgili röportajında “Bu kadar güzel bir pist, bu kadar da güzel bir şehir varken tribünlere bu kadar az seyirci gelmesine anlam veremiyorum” demişti. “Gerekirse bu kadar ihtişamlı bir şehrin takvimden ayrı kalmaması için de biletler bedava bile dağıtılmalı” diye eklemişti Avustralyalı sürücü.. ASLINDA dün İstanbul Park’ta yaşananların özeti gibiydi Red Bull pilotunun tüm söyledikleri. Nedeniyse eğer bu düzeyde seyirci ortalamasıyla devam ederse Türkiye GP’si 2011 sonrası tarih yapraklarındaki yerini alacak gibi. Düşünmek istemesek de.DÜN toplasanız 30 bin civarında bir seyirci vardı İstanbul Park’ta, fazlası değil.. Gözümüzle takip edebildiğimiz kadarıyla rakam üç aşağı beş yukarı rakam bu. (32 bin açıklandı) Üstüne basarak söylenmesi gerekirse bunların 2/3’ü de yabancı F1 severler. Tıpkı medya merkezinde olduğu gibi. Kendi değerimize verdiğimiz önemin daha fazlasını gösteriyor yabancılar. Çoğunluk tribünlerde de, basın merkezinde de onlarda. İŞİN acı tarafı yurt dışından gelen turistlerin yarış hafta sonu konusunda bizden daha iyimser olmaları. Taa Avrupa’nın kuzeyinden kalkıp Türkiye GP’isini takip etmeye gelen -F1’de hiç Estonya’lı takım ya da pilot yok- Estonya F1 fanatikleri İstanbul Park’ı ve İstanbul’u ‘fantastik’ olarak değerlendirirken, İstanbul’un olası bir takvimden çıkarılma ihtimalini de akıllarından uzak tutmak istiyorlar. BALKANLAR’DAN ATAK VARİSTANBUL Park’ta tek bir tribün ağzına kadar doluydu. Platinium Tribün değil tabii ki. (İstanbul Park’taki en pahalı bilet fiyatlarına sahip olan Platinium Tribün’ün 3 günlük kombine fiyatı 700 TL) Startın sonrasında heyecanın yaşandığı ve olası kazaların vuku bulduğu 1. virajın karşısıydı. Burada konuştuğumuz taraftarların çoğu Bulgar, Romen ve Sırp’tı... GENEL kanı MotoGP ve WRC’de olduğu gibi F1’de de balıklama atladığımız pistin altyapısını oluşturamamanın sıkıntısını yaşıyoruz. Dünyanın en ihtişamlı pistlerinden olduğu için övündüğümüz asfaltta 3 gün hariç in-cin top oynuyor.. Halbuki, İstanbul Park’ın işletmesi Ecclestone’a verilmemiş olsa ve şu anda sadece Türkiye GP’sinde aktif olan pistimiz yıl ‘bizim’ yarışlarımıza da hizmet etse o zaman motorsporları kültürü adına faydası dokunan bir mabed olarak İstanbul Park’ın F1’e de diğer motorsporlarına da faydası dokunur...