Ersun Yanal döneminde F.Bahçe, 4-2-3-1’den 8 sene sonra vazgeçerek net bir 4-3-3 takımına dönüşüyor. Kadroda saf bir 10 numara olmaması ve merkezde Emre, Alper, Holmen, Meireles, Salih gibi sağ/sol iç pozisyonunda uzman çok sayıda nitelikli futbolcu olması Yanal’ın en büyük avantajı. Ersun Yanal bu maçta savunma önünde klasik bir süpürücü kullanmaktansa; Juventus’un Pirlo’nun önünde Marchisio ve Vidal ile oluşturduğu dinamik üçgenin bir benzerini, Emre’yi savunmanın hemen önüne çekip, önünde Alper ve Holmen ile kurdu. Sertlik ve savunma açısından bu üçlü, hele de kenarlarda Kuyt ve Stoch gibi iki forvet karakterli oyuncu varken problem yaratabilir. Dallas Cowboys’un efsane koçu Tom Landry’nin tribünlerde asılı ‘kazanan asla denemekten vazgeçmez’ sözünün yazıldığı pankartın hakkını veren Lankaran, zaman zaman F.Bahçe kalesine çok rahat şut atabildi. PSV maçı kuşkusuz bu anlamda daha net bir fikir verecektir.Öte yandan bu yapı düşük profilli takımlara karşı, hele de iç sahada oynanacak maçlarda temposu, dinamizmi, topu rakip yarı sahaya taşıyabilme ve pres kalitesiyle keyif verecek bir potansiyele sahip.ENERJİK ROTASYONLankaran karşısında ilk yarıda bunun sinyalleri vardı. Stoch ve Kuyt’ın içe kat eden, girişken oyunlarının kenar bekleri Kadlec ve Bekir’i de oyuna sokmasıyla orta saha üçlüsünün doldurabileceği boş alanlar yaratıldı. F.Bahçe sahaya iyi yerleşerek, orta sahadaki enerjik rotasyonla geçen sene törenle pas yapan, kontrollü modundan sıyrılarak; istediği zaman çok iyi tek top yapan ve kaleye çok çabuk inen bir takım görüntüsü verdi. Holmen’in yaratılan alanlara çok iyi dolgu yaparak net üç fırsat yakalaması bunun en önemli göstergesiydi.En uçta hem santrfor oyununu bilen hem de Webo’dan daha iyi sızma koşusu yapacak Sow’un form tutması ve Ersun Yanal’ın imzası olan önde baskıyla birleştiği zaman bu kurgu çok daha verimli hale dönüşebilir.