Devre arasında resmi maç oynamak zor. Üstelik güç farkı olan iki takım arasındaki mücadelede kazanmanın bir numaralı unsuru motivasyon oluyor ise. G.Saray'ı sabah uçağı ile Antalya'dan getirip, Tokat karşısında motive etmek aslında güç iş. Fatih Terim olsa şaşırmazdım ama Roberto Mancini, takımını zayıf rakibi karşısında gerektiği kadar doğru motive etmişti.Final maçı oynarcasına istekliydi sarı-kırmızılılar. İlk düdükle birlikte ciddiyetle rakibin üstüne gittiler. Ancak bütün bu ciddiyete ve doğru motivasyona karşın güçlükle kazandı G.Saray. Tokatspor direndi. G.Saray ile oynamanın zevkini doyasıya hissetti.Başta kaleci Mehmet olağanüstü kurtarışlarla maçın gerilimini daha da yukarı taşıdı. Soncu kritik bir penaltı belirledi. Penaltı doğru bile olsa G.Saray'ın galibiyetinin ceza vuruşundan gelmesi benim içime sinmezdi. Tokatlı futbolcuların olağanüstü direnişine olan saygımı daha da artırdı.EKSİKLER BAHANE DEĞİLG.Saray'da Didier Drogba ile Fernando Muslera dışında olmazsa olmaz eksik yoktu. Ve Tokat karşısında da onların eksikliği bahane olamazdı. Ancak zamanla açısından hazırlık maçı türünden oynanan kupa maçında Selçuk ikinci penaltıyı kaçırınca sevindim. Koca G.Saray'ın iki penaltı ile skoru belirlemesi şık durmazdı. G.Saray'ı skor açısından penaltıya mahkum eden birinci unsur final paslarının isabetsizliği olabilir. Ayrıca Mancini 3-5-2 denemeye ısrar ediyor ama bu sistem Juventus'a karşı uyar ise Tokatspor maçında da doğru rota olur mu?Bruma'ya bu tür maçlarda sonuna kadar şans verilmesinden yanayım. Kısa futbol geçmişi de olsa maliyeti bunu hak ediyor. Yabancı kontenjanında kim dışarda kalacak henüz belli değil ama Bruma sonuna kadar bu takımda olmalı.