Antalyaspor'un Eto'o, Ronaldinho ve Valdes iddiaları üzerine Podolski, Persie, Nani, Villa, Gomez, Dzeko gibi oyuncular da listelerimizin başını çekti. Antalyaspor'un bu süpriz hamleleri, büyükleri de elit transfer yapmaya mecbur kıldı. Zira taraftarların onlar yapıyor da, biz neden yapamıyoruz gibisinden sözleri kulüpler üzerinde etkin rol oynadı. Sürekli diyorum ya, memleket olmuş seyyahlar diyarı... Yaşı geçmiş, işi bitmiş denilecek oyuncuların emekliye ayrılmadan uğradığı ikinci durak biziz, bu gidişle son durak da oluruz. Malûm, yabancıya parayı yığıyoruz, Araplar bile artık bizim hızımıza yetişemiyor. Avrupa'nın beş verdiğine, biz yirmi veriyoruz. Hâliyle, yabancının gözü para gördü, mırın kırın ederek, fiyatı abarttıkça, abartıyorlar; bizim dayılar da, bu iş bu masada bitmeli yoksa beceriksiz görünüyoruz düşüncesiyle tavır alıyorlar, olan hepimize oluyor. Güzel oynamaları için bile dil döküyoruz, ne üzücü ki, onlar tatil havasında takılıyorlar...Bu gidişle, yabancı getirecek kaynak da bulamayacağız. Oysa ki, verdiğimiz paraların onda birine, memleketimize en lüks futbol olanaklarını sunabilirdik. Futbolcu avına çıkarsak, inanın, yüz binlerce gençten de yararlanabilirdik. Edirne'den Kars'a, nice evde, gençler futbolun hayalini kuruyor. Öyle ki, uyurken dâhi futbol rüyaları kurgulayan kardeşlerimiz var. Bunların suçu ne de, bizimkiler önem vermiyor? Kısa vadelik başarı için, alınan oyuncuların hangi biri bizi tam tatmin etti? Yarım yamalak hayaller için, geleceğimize neden kalkan konuluyor?Beni tanıyanlar bilir, gençlerimize sıklıkla değindiğimi; zamanın gelecek vaat eden gençlerinden biri olan ben de, tesislerin ve modernize imkanların kurbanı olmuştum, saha koşulları iyi olsaydı, belki sakatlanmazdım. Fenerbahçe ile anlaşmak üzereydim, sakatlandım, olmadı. Sakatlığım geçse de, mevcut ayrımcılıklardan dolayı soğudum, yazar oldum. Şimdi de, gençlerimiz için uğraşıyorum. Umarım, bir gün, her şey lehimize olur...