Yerlilerimize verilmeyen önemden, ne denli yakındığımı birçoğunuz bilir. Bu kez, Anadolu kulüplerinin hatalarına değineceğim.Amatörlerden başlayacağım; amatör kulüpler genellikle 12 - 19 yaş arası gençlerden oluşur. Takım başarıya ulaşıp, bölgesel amatöre ulaşınca, bu gençler bir alt kademeye indirilir, bunların yerine ildeki yetişkinlerden kurulu kadro kurulur. Kimisi ise, belediyeden veya yerel sponsorlardan aldığı destek ile, dışarıdan oyuncu getirir. Böylelikle gençler ikinci plan olur, umursayanı çıkmaz bile... Tüm bunların yerine, kapsamlı bir reklam ile, geniş bir katılım kampı düzenlenebilir. Kamp diyorum, tek eleme değil. Malûm, bu kulüplerde de, gençler tek eleme ile seçilir, tıpkı büyük takımların yaptığı gibi. Ben tek eleme usulü seçmeye karşıyım. Atıyorum, o gün sakat olur, formsuz olur, moralsiz olur; bunları görmezden gelen kulüpler için, heyecan önemli bir nitelik. Zira heyecanlı adam daha ilk andan kaybetmiştir söylemi yaygındır; burada heyecan yapıyorsa, müsabakada ne yapacak denilir. Hatırlatırım, hiçbir şey, doğuştan gelen bir şey değildir, başarı tecrübe ile sabittir. Bir şeyler hedefleniyorsa; öncelikle, sabır gerekli. Bizim üst düzey kulüpleri bilirsiniz, yabancı kontenjan sınırı düzenlendi diye bir çırpıda 10-15 yabancı oluştu elde. 2-3 yıl içerisinde, başarı gelmezse, yanlış yoldan dönüleceğini umuyorum. Bunca parayı elin oğluna vermemiz, ne haddimize?..* * *Alt kademe Anadolu kulüplerinin transfer için gittiği adresler bellidir; Gaziantepspor, Gençlerbirliği, Buca, Osmanlıspor, Antalyaspor, Adana Demirspor ve Sivasspor. Bu kulüplerin benzer özelliklerinden biri, altyapıya bir nebze de olsa, önem vermesi. Nebze dedim, zira bu kulüplerimiz de, geliştirmek yerine, ivme gösteren çoğu futbolcuyu satar. Temel amaç, içeriden para kasmak. Başarılı olduklarını rahatlıkla izah edebilirim. Oysa, bu gençleri senelerce elde tutmak, hep başarıyı getirir hem de uyum sürecini def eder. Biliyorsunuz, bu günlerde uyum sürecinden sıklıkla bahsedilir, neyin uyumudur kardeşim? Senelerce top koşturmuşsun, profesyonel davranman gerekirken, yeni doğmuş bir bebek gibi etrafa aval aval bakmak nedir? İyi, şöyle yapalım, ilk sezonun maaşı çok düşük olsun? Sıradan bir çalışanın aldığı parayı alman, sorun mu? Eminim ki, sorundur. EE, ekmek elden, su gölden; değil mi? Çok komiksiniz beyler...* * *Bunları yapacağımıza, gençlerimize önem verelim; bakın da, 3-5 senede nasıl da başarı geliyor!.. UEFA şampiyonu Galatasaray 4 yabancı ile başardı?.. Sayalım, Popescu, Taffarel, Hagi, Capone, gerisi yerli... Marcio ve Bruno'dan pek yararlanılmadı. Demek ki, bizde ne yiğitler varmış, ne yiğitler. Ah, bir de ilgilenen çıksa... Allah aşkına, Tanju Çolak’ları, Hakan Şükür’leri, Metin Oktay’ları, Feyyaz Uçar'ları, Ali Gültiken'leri, Metin Tekin'leri, Rıdvan Dilmen'leri keşfedenler nerede?